Eser Adı: Kevser-i Şerif – Osmanlı Zarafetini Taşıyan Şerbetlik
Üretim Niteliği: Tamamen geleneksel el işçiliğiyle,
Malzeme: Pirinç ve bakır alaşımı, kas gücüyle şekillendirme
Süslemeler: Nar motifleri, kırmızı taşlar, eskitme yüzey işlemesi
Boyut: Orijinal ölçülerde, saray tipi form
Sunum: Masaüstü ya da vitrin sergilemesine uygun koleksiyon ürünü
Açıklama
Kevser-i Şerif, Osmanlı saraylarının şerbet geleneğini ve zarafetini günümüze taşıyan nadide bir sanat eseridir.
İsmini, kutsal kitaplarda geçen ve bolluk, saflık, ilahi lütuf anlamına gelen “Kevser” kelimesinden alır.
Bu eser, yalnızca bir sunum kabı değil; zarafetin, geleneksel sanatın ve maneviyatın iç içe geçtiği kültürel bir mirastır.
Sanatsal ve Manevî Özellikler
-
Gövde, pirinç ve bakır karışımı malzeme kullanılarak, usta zanaatkârların binlerce çekiç darbesiyle şekillendirilmiştir.
-
Yüzeyine işlenen nar motifleri, bolluk ve bereketi temsil ederken; içerisine yerleştirilen kırmızı taşlar, nar tanelerini anımsatarak estetik bir bütünlük sunar.
-
Şerbetliğin kapağında, hilal içinde yer alan Türk ay-yıldızı, esere millî ve manevî bir simge kazandırır.
-
Dış yüzeyine uygulanan eskitme tekniği, eserin tarihî atmosferini ve dokusunu güçlendirmiştir.
Tarihî ve Kültürel Bağlam
-
Osmanlı saraylarında ve konaklarında, özellikle yaz aylarında soğuk ve şifalı şerbetler, büyük özenle hazırlanır ve özel şerbetliklerle ikram edilirdi.
-
Bu eser, 16. yüzyıl Osmanlı mutfağında kullanılan geleneksel şerbetliklerin formlarından esinlenerek tasarlanmıştır.
-
“Kevser-i Şerif”, Hürrem Sultan gibi Osmanlı hanedanının zarafet timsali kadınlarının ruhunu ve estetik anlayışını yansıtır.
Sergileme ve Hediye Niteliği
-
Hem koleksiyonluk bir sanat eseri, hem de kültürel değeri yüksek bir makam veya protokol hediyesi olarak öne çıkar.
-
Masaüstünde, vitrin alanlarında veya özel koleksiyonlarda tarihî bir atmosfer yaratır.
-
Yalnızca bir adet üretilmiş olması, bu eseri eşsiz ve tekrar edilemez kılar.
Özgünlük ve El İşçiliği Onayı
Kevser-i Şerif; bir dönemin ihtişamını, bir kültürün zarafetini ve ilahi lütfun simgesini bugüne taşıyan eşsiz bir mirastır.